Müzik herkes içindir | Müzik Öğretmenleri Sitesi

Sosyal medyada paylaştığım ve sonuna kadar hak verdiğim bir konuyu burada sabitlemek istedim. Birçok yazımda da belirttiğim gibi müzik eğitimi her yaş seviyesi için eğitimi alınması zorunlu bir alandır. Ama ne yazık ki bir çok müzik öğretmeni arkadaşımız bile müzik dersinin bir yetenek dersi olduğu ve sadece yetenekli öğrencilerin bu derste olması gerektiğine inanmakta ve derslerini bu hedef doğrultusunda yapmaktadırlar. Okul Öncesi-İlk-Orta-Lise ya da daha üst yaş seviyelerinde müzik dersine girdiğinizde ve böyle düşündüğünüzde ders verebileceğiniz öğrenci sayısı sınıfın %10’u bile değildir.

Oysa ki durum bundan farklıdır. Her öğrenci sanat eğitimi alabilir ve kendini bu konuda bulunduğu yerden bir üst seviyeye çıkartabilir.

Özyetenek, bir kişinin kendini değerli hissetmek yargısıdır. Bir diğer tanıma göre ise, bireyin belli bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri organize edip başarılı olarak yapma kapasitesine ilişkin kendi yargısıdır.

Müzik dersi düşünüldüğünde, müziğin yetenek gerektirdiği ve yetenek olmadığı takdirde müzik yapılamayacağı gibi bir görüş hakimdir. Bu görüş, öğretmenlerin sınıfta daha yetenekli buldukları bir kaç çocukla ders yapmaları tehlikesini doğurmaktadır. Bu durum, diğer çocukların kendilerini yeteneksiz, işe yaramaz hissetmelerine yol açmaktadır. (Bilen, Özevin ve Canakay, 2009, s.15)

Genellikle tek başına bir şarkının solfejini okumak ya da blokflütle çalmak zorunda bırakılan ve bu yolla değerlendirilen çocuğun bu olumsuz duygusu iyice perçinlenir. Oysa her çocuk farklı düzeylerde de olsa bir müzik potansiyeli ile dünyaya gelir. Önemli olan doğuştan gelen müzik potansiyelinin olabilecek en üst düzeyde geliştirilmesidir. Her çocuğun müzikal açıdan başarabileceği bir şey mutlaka vardır. Bazı çocuklar iyi bir ses potansiyeline, bazıları ise iyi bir ritmik algıya sahiptir. Bir kısım çocukta psikomotor beceriler o kadar gelişmiştir ki bu onlara çalgı çalma kolaylığı sağlar. Bazı çocuklar ise müzik eşliğinde oynanacak bir oyuna figür ya da bir şarkıya basitte olsa bir ritmik eşlik oluşturmada kendilerini gösterebilirler. (Bilen, Özevin ve Canakay, 2009, s.15)

O halde çocukların kendilerini yeteneksiz hissedebilecekleri değerlendirmelere gerek yoktur. Her çocuğun en iyi başarabileceği etkinliğin içinde yer alması, başarıyı tatmasını sağlayacak ve böylece daha az beceri gösterebildiği müzik etkinliklerine katılma cesaretini arttıracaktır. Bu, müzik potansiyelinin gelişmesi için önemli bir fırsattır.(Bilen, Özevin ve Canakay, 2009, s.15)

Şimdi daha öncede paylaştığım bir örneğin videosunu buraya koyuyorum. Videoda gördüğünüz öğrencilerin %90’ı taşımalı olarak köylerden okuluma geliyor. 24 Kasım’dan iki hafta öncesinde çalışmaya başladık ve gördüğünüz sonuçları elde ettik. Görüntülerdeki sayı 11 kişi. An itibariyle ise 54 kişi olduk ve çoğalmaya devam ediyoruz. Yukarıda da belirttiğim gibi, her öğrenciyi belirgin olduğu özelliğine göre ritme, dansa, bir enstrümana ve sese yoğunlaştırmaya çalışıyorum. Yorucu olsa da sonuçlar mükemmel oluyor.